Anaçlığın da bir sınırı olmalı

Benim rahmetli annemde guatr hastasıydı. Ömrü boyunca sinirli bir kadındı. Herşeye söylenirdi. Her zaman tartışırdık. Saçma sapan şeylerden bana küserdi. Tipik bir türk ailesindeki her çocuk aşağı yukarı aynı duygularla büyüdü. Hatta dahası var. Düğünümde bazı insanların gazına gelip zehir etti. Kavga çıktı. 2 düğünüm oldu ama gelinligimden hiç birşey anlamadım. Hatta 2. Düğünümden 1 gün önce gece acilde serum yiyordum çünkü 700km boyunca hiç durmadan ağladım ve hastalandım. Düğünümde serumla ilaçla ayaktaydım. Gelmeyeceklerdi babamın zoruyla geldi ama salona girmedi. Derdide benimleydi. Bunun gibi bir sürü olumsuz durum yaşadım. 43 kilo kaldım sıkıntıdan stresten. Esimlede araları bozuldu. Rezil bir halde kaldım. Ortada kalmak çok çok çok çok çok daha zordu. Çok kızdım çok ağladım ama hep eksikliğini hissettim. Sonra bir şekilde barıştık. Beni her gün aramasını her gün birşeylere akıl vermesini özlemişim. Tam barıştık derken hastalandı ve yoğun bakıma girdi. Ben hamile olduğumu öğrendim ve o kadar istedimki kalksın birşeylere karışsın benle kavga etsin ama olmadı. 9 ay yoğun bakımda yattı ordan çıkamadı ve ben bebeğimi de kaybettim. Hicbirzaman birdaha benimle kavga edemedi. Torununu göremedi. Şuan hala aramızda olsaydı ilişkileri nasıl olurdu diye merak ediyorum ve malesef ömrüm boyunca da merak edicem. Hiçbir şeye yaramayacak şeyler için yarın keşke yapmasaydim diyeceğin şeyler yapma. Bu söylediklerinin yanında keşkeler daha çok can yakıyor. Naçizane tavsiyem sana bu olur. Keşkenin acısı insanın içinden hiç çıkmıyor. Maşallah eşinle ailenin arasıda iyi sen sağlıklısın ailen çocuğun sağlıklı bundan gerisi gerçekten boş hayatta. Hiçbir şey için hiç kimseyi üzmeye yada üzülmeye değmiyor. Elinde varken kıymetini bil dizine yat sev öp...
 
X