Oğlumla ilgili

Chocolita

Nirvana
Pro Üye
30 Ocak 2017
11.311
189.187
Merhaba arkadaşlar.. Biraz uzun olacak. Bilen bilir geçtiğimiz aylarda oğlumun otistik olup olmadıgı konusunda kaygılarımız vardı ve gerekli araştırmalar neticesinde herhangi bir sorun olmadığını öğrenip rahatlamıştık. Allaha şükür oğlum tanılanmadı. Yinede 2-3 ay da bir doktora kontrol amaçlı gidiyoruz. Sorun olmadığını söyleyip yolluyordu bizi. Ama bunun yanında arkadaşlarıyla daha çok kaynaşabilmesi için kreşe göndermemizi tavsiye ediyordu. Bizde tabi ne gerekiyorsa yapmak adına gönderiyorduk.

Oğlum şuan 2.5 yaşında. Şüpheli durumdayken 2 yaşında bile olsa göndermeye mecbur oldugumuzu düşünüp gönderiyorduk. Yarım gün gidiyordu. Bu sırada çok fazla hasta oldu.. Ben oğlumu fazla emziremedim. Çok istedim sütüm olsun emzireyim, malesef olamadı.. Hala içimdedir bunun üzüntüsü. Ama faydalı yemekler yedirdim her zaman. Yine de ne yaptıysam bağışıklık sistemi hala çok zayıf. Çünkü çok küçük ve kalabalık ortamdan yayılan virüslerin içine karışmak için henüz çok güçsüz. Ekstra balık yağı ve vitaminlerde veriyorum. Ama fayda etmiyor. Bir grip olduğunda 40 derece ateşleniyor. Yemiyor içmiyor.. En az 10 gün sürüyor çocugun kendine gelmesi. Ben hayatımda 40 derece ateşi hep duydum, olabilecek şeyleri okudum ama ilk defa oğlumda karşılaşıyorum. Bu kadar yüksek ateş beni çok korkutuyor. 10 gün ara verip sonra okula devam ediyor, 3 gün sonra yine hasta ve hep ağır geçiriyor. Sonuçta 1 ay içinde sanırım en fazla 2 hafta sağlıklı bir şekilde aktif olabiliyor. Belki o kadar bile değil. Otizm şüphesi kalktıktan sonra çocugun bu durumundan dolayı göndermemeye karar verdik. Tabi bu kararı vermemizde çocuk doktorumuzun da büyük etkisi var. Vücudu mikroplara karşı direnç göstermek için şuanda çok çok küçük. Okulun dediğiyse, ''Bu şekilde bağışıklık kazanıyor''. Tamam anlıyorum, evet. Çok mantıklı. Ama bu çocuk bağışıklık kazanıcam diye eriyip gidiyor? Okuldan zaten geri kalıyor. Kaldi ki bağışıklık sistemi 2 yasında değil de 4 yasında gelişse olmaz mı? Ben besler ilgilenirim zaten evdeyim çalışmıyorum. İşte bu düşüncelerden yola çıkarak bıraktık okulu.

Sonra kış geldi, malum çevremizde yok burada.. Çocuk hep yalnız kaldı. Ne parka gidebildi ne arkadaşlarıyla görüşebildi. Evde oynadığımız oyunlardan sıkıldı. Bu sefer huzursuz oldu. Camdan bakıp sevinmeler.. Durum böyle olunca eşimle şu kreş olayını tekrar bir gündeme getirdik. 2-3 ay aradan sonra tekrar başlamasına karar verdik. Kıyamadık çocuğa.. Mutlu oluyordu orada oynuyordu. Değişiklik olsun arkadaşlarıyla oynasın diye artık hasta olmalarını falan hep göze alıp yeniden göndermeye başladık.. Ne yapalım artık tek bizim çocugumuz hastalanmıyor ya?
Yine de bazen velilerin hasta çocuklarını bile bile okula bıraktıklarını gördüm. Çalıştıkları için ateşi olan sürekli hapşırıp öksüren bildiğin hasta çocuklarını bırakıp gidiyorlar.
Haftanın 3 günü yarım gün gönderiyorduk. Bu bahsettiğim 3 ay aradan sonra bu hafta ilk kez gönderdim.

Bugün oğlumu almaya gittigimde çocugun burnu mosmor, kocaman şişmiş ve çizikler içindeydi. Böyle yazıyorum ama inanın sinirden ellerim ayaklarım titredi. Şok oldum çocugu öyle görünce. Öğretmenin açıklamasını yazıyorum şimdi;
''Ya chocolita hanım bugün oyuncak arabanın üzerine düştü böyle oldu. Oyuncağında çivisi dışarıdaydı o çivinin üzerine düşmüş çocuk birde. Ben buz koydum iyi ama''

''ÇİVİ''

Beynimle yankılanıyor hala. O esnada yanımda başka bir velide diyor ki ''Bir şey olmaz yaa kırılsaydı hiç duramazdı zatenn kırılmamış.'' Bunu söylerken iki bebe bırakıyor içeri.

Çivisi dışarıda oyuncagın ne işi var çocukların önünde? Hayır o an nutkum tutuldu doğru düzgün bir şeyde konuşamadım. Kapıda bir yoğunluk vardı doğru düzgün sorularıma yanıt alamadan kapı kapandı. Sadece ''Ağladı mı? Kanadı mı? Çivi mi??'' diyebildim. Ağlamadığını ve kanamadığını söyledi ama nasıl ağlamaz ki.. Ya size anlatamam içim gitti. Eve geldim sinirimden ağlamaya başladım. Kendi evimde gözümün önünde değil ki çocuk. Başkasının elinde o hale gelmesi öyle zoruma gitti ki. E kızım çalışmıyosun evdesin, otur kendin bak çocuguna mecbur musun göndermeye? Sadece sıkılmasın diye göndermek istedim. Ama çivisi dışarıda oyuncagın nasıl bir açıklaması olabilir.. Ya gözüne gelseydi? Benim içimi kavuran şeyi başka birinin böyle rahat söylemesi midemi bulandırdı.

Bundan önce başka bir anaokuluna gönderdiyorduk, orada da böyle şeyler yasandı. Sırtında büyük bir morluk vardı. Çocuga zorla yemek yediriyorlarmış. Bende yiyor diye seviniyordum. Zorlu bir çocuk çünkü ha deyince açmaz ağzını. Ama öğrendimki ellerini kollarını tutup çocuk çırpınırken yedirmeye calısıyorlarmış ve o sırada sırtını masaya vurmuş. Bana söylenen buydu ve anında aldık çocuğu. Yani biz çocugumuzu yolda mı bulduk. Bunlar nedir böyle.. Burayı da bayagı araştırdık göndermeden önce. Hastalanması dışında bir şikayetimiz yoktu memnunduk herkesten. Ama bu çivili olay artık bütün güvenimizi bitirdi. Başka yer aramaya hevesimde yok artık. Hepsi aynı sanki. Göndermek istemiyorum hiçbirine. Evimde kendim ilgilenmek istiyorum. Zaten çok küçük..

Şimdi benim fikrinizi almak istedigim nokta şu, ben öyle istiyorum böyle istiyorum ama doğru olan nedir? Yani ben ne yapsam doğru kararmış gibi gelmiyor bana. Göndermesem çocuk evde sıkılıyor yaşıtlarıyla bir arada olamıyor. Yaz ayları parka götürüyorum ama orada da fazla durmak istemiyor. Tek istedigi yola fırlamak gelen arabaları karşılamak. Parka giriyoruz o kapıya koşuyor. En iyi eglendiği yer bu kreşler. Çünkü içinde kış bahçeside var oyun parkları oyuncaklar arkadaşlar.. Orada özgürce koşabiliyor kimse onu aman yapma diye tutmuyor. Belki de o yüzden böyle yaralanıyor ama.. Sonuçta oradan dışarı çıkamadıgı için araba tehlikesi olmuyor. O yüzden rahat ediyor. Bende kıyamadığım için göndermek istiyorum, ama göndersem bir türlü göndermesem bir türlü. Yani doğru anaokulu yok sanki. Ya da ben göze almak istemiyorum artık.. Asla emin olamıyorum. Ne yapmalıyım ben.. Sizce doğru olan nedir?
 
oyun gruplarına gönderin bence. ve sizde uzaktan izleyin. oğlumda kreşe gidiyor. ufak tefek şeyler oluyor. çocuklarla itişmeler oluyor. zaten isteyince kameradan bakabiliyorum. okula gidince de olacak. ama siz tedirginsiniz haklı olarak o yüzden oyun gruplarına gönderebilirsiniz
 
Merhaba arkadaşlar.. Biraz uzun olacak. Bilen bilir geçtiğimiz aylarda oğlumun otistik olup olmadıgı konusunda kaygılarımız vardı ve gerekli araştırmalar neticesinde herhangi bir sorun olmadığını öğrenip rahatlamıştık. Allaha şükür oğlum tanılanmadı. Yinede 2-3 ay da bir doktora kontrol amaçlı gidiyoruz. Sorun olmadığını söyleyip yolluyordu bizi. Ama bunun yanında arkadaşlarıyla daha çok kaynaşabilmesi için kreşe göndermemizi tavsiye ediyordu. Bizde tabi ne gerekiyorsa yapmak adına gönderiyorduk.

Oğlum şuan 2.5 yaşında. Şüpheli durumdayken 2 yaşında bile olsa göndermeye mecbur oldugumuzu düşünüp gönderiyorduk. Yarım gün gidiyordu. Bu sırada çok fazla hasta oldu.. Ben oğlumu fazla emziremedim. Çok istedim sütüm olsun emzireyim, malesef olamadı.. Hala içimdedir bunun üzüntüsü. Ama faydalı yemekler yedirdim her zaman. Yine de ne yaptıysam bağışıklık sistemi hala çok zayıf. Çünkü çok küçük ve kalabalık ortamdan yayılan virüslerin içine karışmak için henüz çok güçsüz. Ekstra balık yağı ve vitaminlerde veriyorum. Ama fayda etmiyor. Bir grip olduğunda 40 derece ateşleniyor. Yemiyor içmiyor.. En az 10 gün sürüyor çocugun kendine gelmesi. Ben hayatımda 40 derece ateşi hep duydum, olabilecek şeyleri okudum ama ilk defa oğlumda karşılaşıyorum. Bu kadar yüksek ateş beni çok korkutuyor. 10 gün ara verip sonra okula devam ediyor, 3 gün sonra yine hasta ve hep ağır geçiriyor. Sonuçta 1 ay içinde sanırım en fazla 2 hafta sağlıklı bir şekilde aktif olabiliyor. Belki o kadar bile değil. Otizm şüphesi kalktıktan sonra çocugun bu durumundan dolayı göndermemeye karar verdik. Tabi bu kararı vermemizde çocuk doktorumuzun da büyük etkisi var. Vücudu mikroplara karşı direnç göstermek için şuanda çok çok küçük. Okulun dediğiyse, ''Bu şekilde bağışıklık kazanıyor''. Tamam anlıyorum, evet. Çok mantıklı. Ama bu çocuk bağışıklık kazanıcam diye eriyip gidiyor? Okuldan zaten geri kalıyor. Kaldi ki bağışıklık sistemi 2 yasında değil de 4 yasında gelişse olmaz mı? Ben besler ilgilenirim zaten evdeyim çalışmıyorum. İşte bu düşüncelerden yola çıkarak bıraktık okulu.

Sonra kış geldi, malum çevremizde yok burada.. Çocuk hep yalnız kaldı. Ne parka gidebildi ne arkadaşlarıyla görüşebildi. Evde oynadığımız oyunlardan sıkıldı. Bu sefer huzursuz oldu. Camdan bakıp sevinmeler.. Durum böyle olunca eşimle şu kreş olayını tekrar bir gündeme getirdik. 2-3 ay aradan sonra tekrar başlamasına karar verdik. Kıyamadık çocuğa.. Mutlu oluyordu orada oynuyordu. Değişiklik olsun arkadaşlarıyla oynasın diye artık hasta olmalarını falan hep göze alıp yeniden göndermeye başladık.. Ne yapalım artık tek bizim çocugumuz hastalanmıyor ya?
Yine de bazen velilerin hasta çocuklarını bile bile okula bıraktıklarını gördüm. Çalıştıkları için ateşi olan sürekli hapşırıp öksüren bildiğin hasta çocuklarını bırakıp gidiyorlar.
Haftanın 3 günü yarım gün gönderiyorduk. Bu bahsettiğim 3 ay aradan sonra bu hafta ilk kez gönderdim.

Bugün oğlumu almaya gittigimde çocugun burnu mosmor, kocaman şişmiş ve çizikler içindeydi. Böyle yazıyorum ama inanın sinirden ellerim ayaklarım titredi. Şok oldum çocugu öyle görünce. Öğretmenin açıklamasını yazıyorum şimdi;
''Ya chocolita hanım bugün oyuncak arabanın üzerine düştü böyle oldu. Oyuncağında çivisi dışarıdaydı o çivinin üzerine düşmüş çocuk birde. Ben buz koydum iyi ama''

''ÇİVİ''

Beynimle yankılanıyor hala. O esnada yanımda başka bir velide diyor ki ''Bir şey olmaz yaa kırılsaydı hiç duramazdı zatenn kırılmamış.'' Bunu söylerken iki bebe bırakıyor içeri.

Çivisi dışarıda oyuncagın ne işi var çocukların önünde? Hayır o an nutkum tutuldu doğru düzgün bir şeyde konuşamadım. Kapıda bir yoğunluk vardı doğru düzgün sorularıma yanıt alamadan kapı kapandı. Sadece ''Ağladı mı? Kanadı mı? Çivi mi??'' diyebildim. Ağlamadığını ve kanamadığını söyledi ama nasıl ağlamaz ki.. Ya size anlatamam içim gitti. Eve geldim sinirimden ağlamaya başladım. Kendi evimde gözümün önünde değil ki çocuk. Başkasının elinde o hale gelmesi öyle zoruma gitti ki. E kızım çalışmıyosun evdesin, otur kendin bak çocuguna mecbur musun göndermeye? Sadece sıkılmasın diye göndermek istedim. Ama çivisi dışarıda oyuncagın nasıl bir açıklaması olabilir.. Ya gözüne gelseydi? Benim içimi kavuran şeyi başka birinin böyle rahat söylemesi midemi bulandırdı.

Bundan önce başka bir anaokuluna gönderdiyorduk, orada da böyle şeyler yasandı. Sırtında büyük bir morluk vardı. Çocuga zorla yemek yediriyorlarmış. Bende yiyor diye seviniyordum. Zorlu bir çocuk çünkü ha deyince açmaz ağzını. Ama öğrendimki ellerini kollarını tutup çocuk çırpınırken yedirmeye calısıyorlarmış ve o sırada sırtını masaya vurmuş. Bana söylenen buydu ve anında aldık çocuğu. Yani biz çocugumuzu yolda mı bulduk. Bunlar nedir böyle.. Burayı da bayagı araştırdık göndermeden önce. Hastalanması dışında bir şikayetimiz yoktu memnunduk herkesten. Ama bu çivili olay artık bütün güvenimizi bitirdi. Başka yer aramaya hevesimde yok artık. Hepsi aynı sanki. Göndermek istemiyorum hiçbirine. Evimde kendim ilgilenmek istiyorum. Zaten çok küçük..

Şimdi benim fikrinizi almak istedigim nokta şu, ben öyle istiyorum böyle istiyorum ama doğru olan nedir? Yani ben ne yapsam doğru kararmış gibi gelmiyor bana. Göndermesem çocuk evde sıkılıyor yaşıtlarıyla bir arada olamıyor. Yaz ayları parka götürüyorum ama orada da fazla durmak istemiyor. Tek istedigi yola fırlamak gelen arabaları karşılamak. Parka giriyoruz o kapıya koşuyor. En iyi eglendiği yer bu kreşler. Çünkü içinde kış bahçeside var oyun parkları oyuncaklar arkadaşlar.. Orada özgürce koşabiliyor kimse onu aman yapma diye tutmuyor. Belki de o yüzden böyle yaralanıyor ama.. Sonuçta oradan dışarı çıkamadıgı için araba tehlikesi olmuyor. O yüzden rahat ediyor. Bende kıyamadığım için göndermek istiyorum, ama göndersem bir türlü göndermesem bir türlü. Yani doğru anaokulu yok sanki. Ya da ben göze almak istemiyorum artık.. Asla emin olamıyorum. Ne yapmalıyım ben.. Sizce doğru olan nedir?
Hayda çivi nedirya ,şimdi hadi öyle bir arabanın üstüne düştü tek bir yerde morarma gibi olmazmı etrafında çizikler neden var yani bence yarın kreşe gidip o oyuncağı görseniz öncelikle, bana yalan söylüyorlar gibi geldi , madem çocuk sıkılıyor bence yinede haftada 3 yarım gün kreşe göndermek mantıklı gözüküyor
 
İçinden çivi fırlamış bir araba. Bunun açıklaması da özürü de olamaz.
Bence kreşten ziyade varsa oyun grubuna gönderin. Sizinle birlikte gider. Yanında olursunuz. Ben kızımı bu şekilde haftada 3 gün 1.5 saat götürüyordum. Sonra aynı kişilerin açtığı kreşe yazdırdım. Çok şükür memnunum. Siz de o arada iyi bir yer araştırırsınız.
 
Merhaba arkadaşlar.. Biraz uzun olacak. Bilen bilir geçtiğimiz aylarda oğlumun otistik olup olmadıgı konusunda kaygılarımız vardı ve gerekli araştırmalar neticesinde herhangi bir sorun olmadığını öğrenip rahatlamıştık. Allaha şükür oğlum tanılanmadı. Yinede 2-3 ay da bir doktora kontrol amaçlı gidiyoruz. Sorun olmadığını söyleyip yolluyordu bizi. Ama bunun yanında arkadaşlarıyla daha çok kaynaşabilmesi için kreşe göndermemizi tavsiye ediyordu. Bizde tabi ne gerekiyorsa yapmak adına gönderiyorduk.

Oğlum şuan 2.5 yaşında. Şüpheli durumdayken 2 yaşında bile olsa göndermeye mecbur oldugumuzu düşünüp gönderiyorduk. Yarım gün gidiyordu. Bu sırada çok fazla hasta oldu.. Ben oğlumu fazla emziremedim. Çok istedim sütüm olsun emzireyim, malesef olamadı.. Hala içimdedir bunun üzüntüsü. Ama faydalı yemekler yedirdim her zaman. Yine de ne yaptıysam bağışıklık sistemi hala çok zayıf. Çünkü çok küçük ve kalabalık ortamdan yayılan virüslerin içine karışmak için henüz çok güçsüz. Ekstra balık yağı ve vitaminlerde veriyorum. Ama fayda etmiyor. Bir grip olduğunda 40 derece ateşleniyor. Yemiyor içmiyor.. En az 10 gün sürüyor çocugun kendine gelmesi. Ben hayatımda 40 derece ateşi hep duydum, olabilecek şeyleri okudum ama ilk defa oğlumda karşılaşıyorum. Bu kadar yüksek ateş beni çok korkutuyor. 10 gün ara verip sonra okula devam ediyor, 3 gün sonra yine hasta ve hep ağır geçiriyor. Sonuçta 1 ay içinde sanırım en fazla 2 hafta sağlıklı bir şekilde aktif olabiliyor. Belki o kadar bile değil. Otizm şüphesi kalktıktan sonra çocugun bu durumundan dolayı göndermemeye karar verdik. Tabi bu kararı vermemizde çocuk doktorumuzun da büyük etkisi var. Vücudu mikroplara karşı direnç göstermek için şuanda çok çok küçük. Okulun dediğiyse, ''Bu şekilde bağışıklık kazanıyor''. Tamam anlıyorum, evet. Çok mantıklı. Ama bu çocuk bağışıklık kazanıcam diye eriyip gidiyor? Okuldan zaten geri kalıyor. Kaldi ki bağışıklık sistemi 2 yasında değil de 4 yasında gelişse olmaz mı? Ben besler ilgilenirim zaten evdeyim çalışmıyorum. İşte bu düşüncelerden yola çıkarak bıraktık okulu.

Sonra kış geldi, malum çevremizde yok burada.. Çocuk hep yalnız kaldı. Ne parka gidebildi ne arkadaşlarıyla görüşebildi. Evde oynadığımız oyunlardan sıkıldı. Bu sefer huzursuz oldu. Camdan bakıp sevinmeler.. Durum böyle olunca eşimle şu kreş olayını tekrar bir gündeme getirdik. 2-3 ay aradan sonra tekrar başlamasına karar verdik. Kıyamadık çocuğa.. Mutlu oluyordu orada oynuyordu. Değişiklik olsun arkadaşlarıyla oynasın diye artık hasta olmalarını falan hep göze alıp yeniden göndermeye başladık.. Ne yapalım artık tek bizim çocugumuz hastalanmıyor ya?
Yine de bazen velilerin hasta çocuklarını bile bile okula bıraktıklarını gördüm. Çalıştıkları için ateşi olan sürekli hapşırıp öksüren bildiğin hasta çocuklarını bırakıp gidiyorlar.
Haftanın 3 günü yarım gün gönderiyorduk. Bu bahsettiğim 3 ay aradan sonra bu hafta ilk kez gönderdim.

Bugün oğlumu almaya gittigimde çocugun burnu mosmor, kocaman şişmiş ve çizikler içindeydi. Böyle yazıyorum ama inanın sinirden ellerim ayaklarım titredi. Şok oldum çocugu öyle görünce. Öğretmenin açıklamasını yazıyorum şimdi;
''Ya chocolita hanım bugün oyuncak arabanın üzerine düştü böyle oldu. Oyuncağında çivisi dışarıdaydı o çivinin üzerine düşmüş çocuk birde. Ben buz koydum iyi ama''

''ÇİVİ''

Beynimle yankılanıyor hala. O esnada yanımda başka bir velide diyor ki ''Bir şey olmaz yaa kırılsaydı hiç duramazdı zatenn kırılmamış.'' Bunu söylerken iki bebe bırakıyor içeri.

Çivisi dışarıda oyuncagın ne işi var çocukların önünde? Hayır o an nutkum tutuldu doğru düzgün bir şeyde konuşamadım. Kapıda bir yoğunluk vardı doğru düzgün sorularıma yanıt alamadan kapı kapandı. Sadece ''Ağladı mı? Kanadı mı? Çivi mi??'' diyebildim. Ağlamadığını ve kanamadığını söyledi ama nasıl ağlamaz ki.. Ya size anlatamam içim gitti. Eve geldim sinirimden ağlamaya başladım. Kendi evimde gözümün önünde değil ki çocuk. Başkasının elinde o hale gelmesi öyle zoruma gitti ki. E kızım çalışmıyosun evdesin, otur kendin bak çocuguna mecbur musun göndermeye? Sadece sıkılmasın diye göndermek istedim. Ama çivisi dışarıda oyuncagın nasıl bir açıklaması olabilir.. Ya gözüne gelseydi? Benim içimi kavuran şeyi başka birinin böyle rahat söylemesi midemi bulandırdı.

Bundan önce başka bir anaokuluna gönderdiyorduk, orada da böyle şeyler yasandı. Sırtında büyük bir morluk vardı. Çocuga zorla yemek yediriyorlarmış. Bende yiyor diye seviniyordum. Zorlu bir çocuk çünkü ha deyince açmaz ağzını. Ama öğrendimki ellerini kollarını tutup çocuk çırpınırken yedirmeye calısıyorlarmış ve o sırada sırtını masaya vurmuş. Bana söylenen buydu ve anında aldık çocuğu. Yani biz çocugumuzu yolda mı bulduk. Bunlar nedir böyle.. Burayı da bayagı araştırdık göndermeden önce. Hastalanması dışında bir şikayetimiz yoktu memnunduk herkesten. Ama bu çivili olay artık bütün güvenimizi bitirdi. Başka yer aramaya hevesimde yok artık. Hepsi aynı sanki. Göndermek istemiyorum hiçbirine. Evimde kendim ilgilenmek istiyorum. Zaten çok küçük..

Şimdi benim fikrinizi almak istedigim nokta şu, ben öyle istiyorum böyle istiyorum ama doğru olan nedir? Yani ben ne yapsam doğru kararmış gibi gelmiyor bana. Göndermesem çocuk evde sıkılıyor yaşıtlarıyla bir arada olamıyor. Yaz ayları parka götürüyorum ama orada da fazla durmak istemiyor. Tek istedigi yola fırlamak gelen arabaları karşılamak. Parka giriyoruz o kapıya koşuyor. En iyi eglendiği yer bu kreşler. Çünkü içinde kış bahçeside var oyun parkları oyuncaklar arkadaşlar.. Orada özgürce koşabiliyor kimse onu aman yapma diye tutmuyor. Belki de o yüzden böyle yaralanıyor ama.. Sonuçta oradan dışarı çıkamadıgı için araba tehlikesi olmuyor. O yüzden rahat ediyor. Bende kıyamadığım için göndermek istiyorum, ama göndersem bir türlü göndermesem bir türlü. Yani doğru anaokulu yok sanki. Ya da ben göze almak istemiyorum artık.. Asla emin olamıyorum. Ne yapmalıyım ben.. Sizce doğru olan nedir?
Alin çocuğunuzu kendiniz bakın ya..İçim yandı burdan..Evde bol bol aktivite yapın, konuşun sohbet edin,kitap okuyun arada birlikte çizgi film izleyin, izlediklerini sorun cevap versin. .Birlikte mutfağa girin kurabiye yapsın vs. .
Dışarıya da çıkarsanız Alışveriş merkezlerini gezin,oyun salonlarında parklarında takılın. Sıcacık giydirin parka çıkarın inanın ki bunlar çocuğa çok iyi gelecektir.Uyurken klasik müzik dinletin vs.
4-4.5 civarı da devlet okullarının anasiniflarina verin her anlamda daha donanımlı öğretmenlerle eğitim görecektir.
 
Dogrusu iki kresin ortami da uygun degil.
baska kres bakabilirsiniz,
ama cocugunuz cok hasta oluyorsa marti da evde gecirsin, nisan gibi dusunun.

Zorla yemek yedirmek ne demek?
azicik pedagojik egitim almis kisi bile bunun yanlis oldugunu bilir.

civili oyuncak ne demek?
ki cok kucuk yas grubu bu.

iki oglum da 2 yasinda krese gitti, bunlarin ceyregini yasamadim ben
 
Hangi şehirdesiniz , anne cocuk oyun grupları var onlara gidin birlikte vakit geçirin bence, ankadayken bizim gittiğimiz bir yer vardi.

Bu arada hastalık mecburen olacak ev gibi bir ortamdan kalabalık ortama girdiği icin 3 yasinda başladı kreşe geçen sene dogru dürüst gitmedi bu sene şükür iyidi simdi tatilde ınfleunza a oldu yani okulda olmadi ams bir sekilde parkta filan kapıyorlar biseyler. Oyin grubuna 13 aylikken başlamıştık haftada 1 gündu hasta olmuyordu
 
oyun gruplarına gönderin bence. ve sizde uzaktan izleyin. oğlumda kreşe gidiyor. ufak tefek şeyler oluyor. çocuklarla itişmeler oluyor. zaten isteyince kameradan bakabiliyorum. okula gidince de olacak. ama siz tedirginsiniz haklı olarak o yüzden oyun gruplarına gönderebilirsiniz
Bu oyun grupları her semtte oluyor mu? Nasıl oluyor?
 
Benim oğlum da 2.5 yaşında konuşamıyor kreşe gidiyor. Hatta konu açtım şuan yogun bakımdayız ateşli havale geçiriyor. Kreşte evet hep hasta ama yaşıtlarıyla çok mutlu. Çocuktur düşer ama anında bizi arayıp bilgi veriyor ve resim yolluyorlar. Ateşli ise sürüp verip isterseniz erken alın diyorlar. Çocuktur iter birbirini falan tolerans gösterilir de ya o çivi gözüne gelse ne olacak? Bunun telafisi yok. Ben o kreşe yollamam.
 
peki bütün bunlar olurken inşallah hastaneden rapor alıp şikayetçi olmuşsunuzdur her iki kurumdan da.çocuğun o kadar hasta çocuk arasında hastalanması normal, bir de şöyle bir şey var ateş bünyeden bünyeye farklılık gösterir.mesela ben 39-40 derece ateşlensem fenalaşmam ama siz 38 derece ateşlenseniz havaleler geçirebilirsiniz.çocuklarda 39-40 çok görülüyor , gözetim altında kontrollü düşürünce sorun yaratmaz.ateş çıkması vücudun mikroba karşı gösterdiği savunma mekanizmasıdır ve aslında vücudun mikrobu yok etmeye çalışmasıdır, tabiki ki gözetim altında olmalı.ben de küçükken anne sütü hiç almadım sıfır.özel mamalarla büyüdüm, kreşlerde hastalandım ateşler geçirdim ama o bağışıklık kazanma olayı gerçekten doğru hem kendimden hem çevremden tecrübe ettim.gerçekten biraz büyüyünce herkes hasta gezerken siz doktor yüzü görmüyorsunuz.çocuğu kreşe vermeniz çok mantıklı ve onun sosyalliği, yaratıcılığı, enerjisi, gelişimi bir çok şey için çok faydalı.bunun kötü annelikle alakası yok , aksine ne güzel çocuğunu düşünüyorsun.şu an tek yapmanız gereken derhal şikayetçi olup dava açmanız.Bakın Allah korumuş burun dediğin gözün yanı.Bugün sizin minnoşu Allah korudu ama yarın ya başka çocuğun gözü çıksa , kafası delinse vs Kreşte üzerine lavabo düşüp ölen Efeyi unutmayın.En ufak bir kusurlarında derhal şikayet edin.
 
Dogrusu iki kresin ortami da uygun degil.
baska kres bakabilirsiniz,
ama cocugunuz cok hasta oluyorsa marti da evde gecirsin, nisan gibi dusunun.

Zorla yemek yedirmek ne demek?
azicik pedagojik egitim almis kisi bile bunun yanlis oldugunu bilir.

civili oyuncak ne demek?
ki cok kucuk yas grubu bu.

iki oglum da 2 yasinda krese gitti, bunlarin ceyregini yasamadim ben
İnanılmaz bir şey dimi. Bende çocuk gelişimi okuyorum şuan. Aklım almıyor.. Çocuk benim çocugum hiçbirine bırakmak istemiyorum. Ben mis gbi bakıyorum ona. Ama ihtiyacı olan her şey olamıyorum.. Bencilce de davranamam. O yüzden onu nasıl mutlu edebilirim diye düşünüyorum. Şu oyun gruplarinı araştırmak istiyorum.
 
Bildiğim kadarıyla meb bağımsız ana okulları ve bazı özel okulların yine bağımsız ana okulları 3 yaş çocukları alıyor. Bu seneyi atlatın 3 yaşında olsun sonra eylül gibi onlara verirsiniz. En azından daha güvenli olur. Devlet tercih edecekseniz ön kayıtları mart nisan gibi başlıyor sanıyorum, çok tercih edildiği için şimdiden araştırıp erken davranmakta fayda var.

Ben size evde dursun madem çalışmıyorsunuz demeyeceğim. Etrafınızda yaşıtı yoksa sıkıntı çünkü, yaşıtlarıyla sosyalleşmesi lazım çocuğun bu yaşlarda.
 
Her çocuk okula başladığı ilk yıl sık hasta oluyor. Benim kızım da ayın yarısını hasta geçirirdi öyle böyle alıştı şimdi hastalıklar azaldı

Düşmeler kalkmalar hatta yaralanmalar cok normal. Sonucta bizim yanımızda da bunları yaşıyorlar. Kaldi ki orda onlarca çocuk içinde hareketli ortamda yaralanmalara daha açık.

Ancak çivi meselesine ben de olsam takılırdim, haklisin . 2,5-3 yas Oyuncaklarinda da pek çivi olmaz acaba başka bir şeyden bahsediyor olmasın?

En profesyonel kurumlarda bile bazen tuhafliklar olabiliyor. Allaha emanet bırakıyoruz iste. Ama çocuğun mutluysa ve iyi geldiğini düşünüyorsan daha iyi bir yer araştır. Ya da kurumla açık net şekilde konuş kontrolden geçirsinler her seyi
 
peki bütün bunlar olurken inşallah hastaneden rapor alıp şikayetçi olmuşsunuzdur her iki kurumdan da.çocuğun o kadar hasta çocuk arasında hastalanması normal, bir de şöyle bir şey var ateş bünyeden bünyeye farklılık gösterir.mesela ben 39-40 derece ateşlensem fenalaşmam ama siz 38 derece ateşlenseniz havaleler geçirebilirsiniz.çocuklarda 39-40 çok görülüyor , gözetim altında kontrollü düşürünce sorun yaratmaz.ateş çıkması vücudun mikroba karşı gösterdiği savunma mekanizmasıdır ve aslında vücudun mikrobu yok etmeye çalışmasıdır, tabiki ki gözetim altında olmalı.ben de küçükken anne sütü hiç almadım sıfır.özel mamalarla büyüdüm, kreşlerde hastalandım ateşler geçirdim ama o bağışıklık kazanma olayı gerçekten doğru hem kendimden hem çevremden tecrübe ettim.gerçekten biraz büyüyünce herkes hasta gezerken siz doktor yüzü görmüyorsunuz.çocuğu kreşe vermeniz çok mantıklı ve onun sosyalliği, yaratıcılığı, enerjisi, gelişimi bir çok şey için çok faydalı.bunun kötü annelikle alakası yok , aksine ne güzel çocuğunu düşünüyorsun.şu an tek yapmanız gereken derhal şikayetçi olup dava açmanız.Bakın Allah korumuş burun dediğin gözün yanı.Bugün sizin minnoşu Allah korudu ama yarın ya başka çocuğun gözü çıksa , kafası delinse vs Kreşte üzerine lavabo düşüp ölen Efeyi unutmayın.En ufak bir kusurlarında derhal şikayet edin.
Aslında evet şikayetçi olabiliriz.. Ama ben olayı olurken görmedim. Sadece kadının arabanın çivisinin üstüne düşmüş dedigini biliyorum. Kadın çocuk üstüne düştükten sonra çivisi çıktı derse nasıl bir savunmam olabilir ki.. En fazla çocugun düşmesine engel olmalıydiniz diyebilirim. Bunuda sebep olarak sunabilir miyim? Ben çocugun düşmesinden çok çivili araba kısmına takıldım. Çocuk bu evde de çok düşüyor. Ama çivi ve oyuncak bir arada düşünülmüyor
 
benim cocugum yok ama kaynimin özel kresi var (yurtdisinda)
cocuklarin ilk 4 yil hastalanmalari normal ötesi- ve ben ilk defa duydum bir doktorun- kresten alin- dedigini. bagsiklik sistemi nasil kazanacakmis yavru? okula basladiktan sonrami?
civili oyuncak olayini anlamadim- olabilir demek istemiyorum ama oluyor iste böyle seyler. ögretmenler her saniye kontrol edemiyor. bu tip kazalar evdede olabilir.
bence cocugu almayin. gelisimi icin en sagliklisi kres ve yasitlarinla kurdugu oyun. siz isterseniz günün 20 saatini aktif gecirin asla aynisi olamaz
 
Aslında evet şikayetçi olabiliriz.. Ama ben olayı olurken görmedim. Sadece kadının arabanın çivisinin üstüne düşmüş dedigini biliyorum. Kadın çocuk üstüne düştükten sonra çivisi çıktı derse nasıl bir savunmam olabilir ki.. En fazla çocugun düşmesine engel olmalıydiniz diyebilirim. Bunuda sebep olarak sunabilir miyim? Ben çocugun düşmesinden çok çivili araba kısmına takıldım. Çocuk bu evde de çok düşüyor. Ama çivi ve oyuncak bir arada düşünülmüyor
kesinlikle şikayetçi olabilirsiniz.şöyle ki oyun gruplarına-kreşlere-anaokullarına sınıflara verilen öğrenci sayısı öğretmen sayısıyla orantılıdır ki çocukla birebir ilgilensin.özellikle bu kadar küçük grupta birebir gözü üzerinde olmak zorunda.çocuk ayağı kaysa düşse bile şikayetçi olabilirsiniz.oraya o çocuğu emanet ettikten sonra her şeyden sorumlular.kendi kendine parmağını ısırsa sorumlular.çivi ne ya.her şey denetimden geçmek zorunda o sınıflarda o kurumlarda.bir oyuncağın çivisi çıkacak gibiyse , çıktıysa vs anında ordan uzaklaştırılması lazım zaten.
 
Bildiğim kadarıyla meb bağımsız ana okulları ve bazı özel okulların yine bağımsız ana okulları 3 yaş çocukları alıyor. Bu seneyi atlatın 3 yaşında olsun sonra eylül gibi onlara verirsiniz. En azından daha güvenli olur. Devlet tercih edecekseniz ön kayıtları mart nisan gibi başlıyor sanıyorum, çok tercih edildiği için şimdiden araştırıp erken davranmakta fayda var.

Ben size evde dursun madem çalışmıyorsunuz demeyeceğim. Etrafınızda yaşıtı yoksa sıkıntı çünkü, yaşıtlarıyla sosyalleşmesi lazım çocuğun bu yaşlarda.
Tabi ki ben hiç kıyamıyorum ona eğlensin evde tıkılıp kalmasın istiyorum. Zaman kötü şimdi çıkıp sokakta oynadığımız eski günlerde kalmadı. Ama onun çocuklugunu yaşamaya hakkı var. Birde bu özel anaokullarınde çocuk gelişimi mezunu ya da sertifikalı olmak yetiyor işe almaları için. Bunu bana bizzat müdür söyledi. İlk tecrübelerini burada atıp çalışıyorlar dedi. 20 yasında kızlar öğretmenlik yapıyorlar. Önemli olan merhamet duygusu tabi ki, dikkat etmek çok önemli. Ama bana güven vermedi. Devlet anaokullarını düşünüyorm bende bir yere sordum ama 4 yasından itibaren aliyorlarmış..
 
benim cocugum yok ama kaynimin özel kresi var (yurtdisinda)
cocuklarin ilk 4 yil hastalanmalari normal ötesi- ve ben ilk defa duydum bir doktorun- kresten alin- dedigini. bagsiklik sistemi nasil kazanacakmis yavru? okula basladiktan sonrami?
civili oyuncak olayini anlamadim- olabilir demek istemiyorum ama oluyor iste böyle seyler. ögretmenler her saniye kontrol edemiyor. bu tip kazalar evdede olabilir.
bence cocugu almayin. gelisimi icin en sagliklisi kres ve yasitlarinla kurdugu oyun. siz isterseniz günün 20 saatini aktif gecirin asla aynisi olamaz
İşte bende hep bu düşünceden yola çıkarak kıyamadım ve gönderdim. Ama insanda güven bırakmıyorlar. Ben bunun özel anaokullarından kaynaklandıgını düşünüyorum. İnanın ne yapacagımı şaşırdım. Çocugu bırakıyorum ama gözüö görmüyor.. Oğlum.konuşamıyor daha zaten kendini ifade edemiyor..
 
Tabi ki ben hiç kıyamıyorum ona eğlensin evde tıkılıp kalmasın istiyorum. Zaman kötü şimdi çıkıp sokakta oynadığımız eski günlerde kalmadı. Ama onun çocuklugunu yaşamaya hakkı var. Birde bu özel anaokullarınde çocuk gelişimi mezunu ya da sertifikalı olmak yetiyor işe almaları için. Bunu bana bizzat müdür söyledi. İlk tecrübelerini burada atıp çalışıyorlar dedi. 20 yasında kızlar öğretmenlik yapıyorlar. Önemli olan merhamet duygusu tabi ki, dikkat etmek çok önemli. Ama bana güven vermedi. Devlet anaokullarını düşünüyorm bende bir yere sordum ama 4 yasından itibaren aliyorlarmış..

İlkokulların bünyesindeki ana sınıfları 4 yaşında alıyor. Bağımsız ana okullarından bahsediyorum. Çok ücra bir yerde değilseniz ilçenizde mutlaka vardır. İlkokul gibi koca bir okul, sadece ana okulu ama. Ablam ana okulu öğretmeni bağımsız bir ana okulunda, 2.5 yaş sınıfı bile açtılar geçen yıl. Ücreti okul bünyesinde olanlara göre daha yüksek olur, 9.00-15.00 arası gider çocuklar. Kahvaltı, öğle yemeği ve ikindi öğünü verirler özel kreşler gibi. Küçük yaşlara uyku saati var. Yani özel bir kreşten pek farkı yok, ücretinin daha düşük ve öğretmenlerin tecrübeli olması dışında. Ama dediğim gibi çok yığılma olur, kontenjan bulmak zordur.
 
X